Dunning-Kruger Etkisi Nedir – Dunning-Kruger Effect

Az yetenekli insanlar ne kadar çok şey bilmediklerini bilirler ama herkes onların ortalamadan daha iyi olduğunu düşünür.

İngiliz komedyen John Cleese bir keresinde Dunning-Kruger etkisi fikrini şu şekilde özetlemişti: “Eğer gerçekten çok aptalsan, o zaman gerçekten çok aptal olduğunu bilmen imkansızdır.” Hızlı bir haber araması, Dunning-Kruger etkisini işten empatiye ve hatta Donald Trump’ın neden başkan seçildiğine kadar her şeye bağlayan düzinelerce manşeti ortaya çıkarıyor.

Öğrencilerine bilinçli kararlar vermek için verileri kullanmayı öğreten bir matematik profesörü olarak , insanların sayılarla uğraşırken yaptığı yaygın hatalara aşinayım. Dunning-Kruger etkisi, en az yetenekli insanların yeteneklerini diğerlerinden daha fazla abarttığı fikridir. Bu ilk bakışta inandırıcı geliyor ve mükemmel bir komedi yaratıyor. Ancak yakın zamanda yayınlanan bir makalede meslektaşlarım ve ben, bu etkiyi göstermek için kullanılan matematiksel yaklaşımın yanlış olabileceğini öne sürüyoruz.

DUNNİNG VE KRUGER’IN GÖSTERDİĞİ ŞEY

1990’larda David Dunning ve Justin Kruger Cornell Üniversitesi’nde psikoloji profesörleriydi ve beceriksiz insanların kendi yetersizliklerinin farkında olup olmadıklarını test etmek istiyorlardı.

Bunu test etmek için 45 lisans öğrencisine 20 soruluk bir mantık testi uyguladılar ve ardından onlardan kendi performanslarını iki farklı şekilde değerlendirmelerini istediler.

İlk olarak, Dunning ve Kruger öğrencilerden kaç soruyu doğru cevapladıklarını tahmin etmelerini istedi; oldukça basit bir değerlendirme. Daha sonra Dunning ve Kruger, öğrencilerden testi alan diğer öğrencilerle karşılaştırıldığında ne durumda olduklarını tahmin etmelerini istedi. Bu tür bir öz değerlendirme, öğrencilerin diğerlerinin nasıl performans gösterdiği hakkında tahminlerde bulunmasını gerektirir ve yaygın bir bilişsel hataya tabidir; çoğu insan kendini ortalamanın üzerinde görür.

Araştırmalar, Amerikalıların %93’ünün kendilerinin ortalamadan daha iyi sürücü olduklarını düşündüğünü , öğretmenlerin %90’ının akranlarından daha yetenekli olduklarını düşündüğünü ve bu aşırı tahminin, mantık testleri de dahil olmak üzere birçok beceride yaygın olduğunu gösteriyor. Ancak çoğu insanın belirli bir görevde ortalamanın üzerinde olması matematiksel olarak imkansızdır.

Öğrencilere mantık testini verdikten sonra Dunning ve Kruger, onları puanlarına göre dört gruba ayırdı. Öğrencilerin en düşük puan alan çeyreği ortalama olarak 20 sorudan 10’unu doğru yanıtladı. Karşılaştırıldığında, öğrencilerin en yüksek puanı alan çeyreği ortalama 17 soruyu doğru yanıtladı. Her iki grup da yaklaşık 14 doğru bulduklarını tahmin etti. Bu, her iki grubun da korkunç bir öz değerlendirmesi değil. En az beceriye sahip olanlar puanlarını yaklaşık yüzde 20 puan fazla tahmin ederken, en iyi performans gösterenler puanlarını yaklaşık 15 puan eksik tahmin ettiler.

Öğrencilerin kendilerini akranlarına göre nasıl değerlendirdiklerine bakıldığında sonuçlar daha çarpıcı görünüyor ve ortalamanın üzerinde olan etki tam olarak burada ortaya çıkıyor. En düşük puan alan öğrenciler, sınava girenlerin %62’sinden daha iyi performans gösterdiklerini tahmin ederken, en yüksek puan alan öğrenciler %68’den daha iyi puan aldıklarını düşündü.

Tanım gereği, en alttaki %25’te olmak, en iyi ihtimalle insanların %25’inden ve ortalama olarak %12,5’ten daha iyi puan alacağınız anlamına gelir. Akranlarınızın yalnızca %12,5’inden daha iyi puan alırken, akranlarınızın %62’sinden daha iyi performans gösterdiğinizi tahmin etmek, yüzde 49,5 gibi çok büyük bir abartı verir.

Öğrencilerin gerçek puanlarından ziyade kendilerini başkalarıyla nasıl karşılaştırdıklarının ölçüsü Dunning-Kruger etkisinin ortaya çıktığı yerdir. Bu, en alttaki %25’lik kesime ilişkin aşırı tahminleri büyük ölçüde abartıyor ve Dunning ve Kruger’in makalelerine verdiği başlıkla, en az vasıflı öğrencilerin “vasıfsız ve habersiz” olduğunu gösteriyor gibi görünüyor.

Dunning ve Kruger tarafından ortaya konan protokolü kullanan pek çok araştırmacı, o zamandan beri bu etkiyi kendi çalışma alanlarında “doğruladı” ve bu da Dunning-Kruger etkisinin insan beyninin çalışma şekline özgü olduğu hissine yol açtı. Sıradan insanlar için Dunning-Kruger etkisi doğru görünüyor çünkü aşırı kibirli aptal tanıdık ve sinir bozucu bir stereotiptir.

DUNNİNG-KRUGER ETKİSİNİN ÇÜRÜTÜLMESİ

Dunning ve Kruger’in analizinin yanıltıcı olmasının üç nedeni var.

Sınava en kötü girenler aynı zamanda performanslarını en fazla abartacaklardır çünkü onlar mükemmel bir puan almaya en uzak olanlardır. Ek olarak, çoğu insan gibi en az yetenekli insanlar da kendilerinin ortalamadan daha iyi olduğunu varsayarlar. Son olarak, en düşük puanı alanlar, objektif performanslarını tahmin etmede çok daha kötü değiller.

Dunning-Kruger etkisinin insan düşüncesinin değil, araştırma tasarımının bir eseri olduğunu ortaya koymak için meslektaşlarım ve ben bunun rastgele oluşturulmuş veriler kullanılarak üretilebileceğini gösterdik.

Öncelikle 1.154 kurgusal insan yarattık ve onlara rastgele olarak hem test puanı hem de akranlarıyla karşılaştırmalı bir öz değerlendirme sıralaması atadık.

Daha sonra tıpkı Dunning ve Kruger’in yaptığı gibi bu sahte insanları test puanlarına göre dörde böldük. Öz değerlendirme sıralamalarına da rastgele 1’den 100’e kadar bir puan verildiğinden, her çeyrek 50’nin ortalamasına dönecektir. Tanım gereği, en alttaki çeyrek ortalama olarak katılımcıların yalnızca %12,5’inden daha iyi performans gösterecektir, ancak öz değerlendirmenin rastgele atanmasından -Değerlendirme puanlarında kendilerini sınava girenlerin %50’sinden daha iyi göreceklerdir. Bu, herhangi bir insanın dahil olmadığı yüzde 37,5’lik bir fazla tahmin veriyor.

Son noktayı (en az yetenekli olanın kendi becerisini yeterince değerlendirebileceği) kanıtlamak için farklı bir yaklaşım gerekiyordu.

Meslektaşım Ed Nuhfer ve ekibi öğrencilere 25 soruluk bilimsel okuryazarlık testi uyguladı . Öğrenciler her soruyu yanıtladıktan sonra her sorudaki kendi performanslarını “başardım”, “emin değilim” veya “fikrim yok” şeklinde derecelendireceklerdi.

Nuhfer ile çalışarak vasıfsız öğrencilerin kendi yeterliliklerini tahmin etmede oldukça iyi olduklarını gördük . En alt çeyrekte puan alan vasıfsız öğrencilerle yapılan bu çalışmada yalnızca %16,5’i yeteneklerini önemli ölçüde fazla tahmin etti. Ve ortaya çıktı ki, %3,9’u puanlarını önemli ölçüde eksik tahmin etmiş. Bu, vasıfsız öğrencilerin neredeyse %80’inin gerçek yeteneklerini tahmin etmede oldukça iyi olduğu anlamına geliyor; bu, Dunning ve Kruger’in vasıfsız öğrencilerin sürekli olarak becerilerini abarttığı fikrinden çok farklı.

DUNNİNG-KRUGER BUGÜN

Dunning ve Kruger’in orijinal makalesi şu alıntıyla başlıyor: “Yetersizliğin temel özelliklerinden biri, bu duruma maruz kalan kişinin, beceriksiz olduğunu bilememesidir.” Bu fikir hem bilimsel literatürde hem de popüler kültürde çok geniş bir alana yayıldı. Ancak meslektaşlarımın ve benim çalışmalarımıza göre gerçek şu ki çok az insan gerçekten vasıfsız ve habersiz.

Dunning ve Kruger deneyi gerçek bir etki buldu; çoğu insan ortalamanın üzerinde olduklarını düşünüyor. Ancak ekibimin çalışmasına göre Dunning ve Kruger’ın gösterdiği tek şey bu. Gerçek şu ki, insanlar kendi yeterliliklerini ve bilgilerini ölçme konusunda doğuştan bir yeteneğe sahiptir. Aksini iddia etmek yanlış bir şekilde nüfusun büyük kısmının umutsuzca cahil olduğunu ima eder.

“Dunning-Kruger Etkisi Nedir – Dunning-Kruger Effect” üzerine 1 yorum.

  1. Bilmeyen ve bilmediğini bilmeyen, aptaldır -Ona karşı tetikte ol! Bilmeyen ve bilmediğini bilen, basittir -Ona öğret! Bilen ve bildiğini bilmeyen, uyuyordur -Onu uyandır! Bilen ve bildiğini bilen, bilgedir -Onu takip et!

Bir yanıt yazın