Asgari ücret, Çalışma Bakanlığı’nın öncülüğünde toplanan, en fazla üyesi bulunan işçi ve işveren sendikalarının bulunduğu bir kurul tarafından belirlenir. Her yıl aralık ayında bu komisyon toplanır ve yeni yılda asgari ücretin ne kadar olacağına karar verir. Öncekilerden farklı olarak, 2018 Aralık’taki komisyon toplantısı ise her zamankinden daha çetrefilli geçecek gibi görünüyor. Çeşitli sebeplerden ötürü beklenenin çok üstünde çıkan enflasyon, işleri zorlaştıracak gibi görünüyor.
2018 yılında işverenlerin her bir asgari ücretli işçisi için cebinden 2.486,14 TL çıktı. Fakat asgari ücretli işçilerin eline vergi kesintileri* sonrası 1.603,12 TL geçti. Yeni yılda ise çalışanlar, alım güçlerinin düşmemesi için en az enflasyon oranında zam talep etmeye başlıyorlar. İşverenler ise haliyle bunu vermek istemiyorlar. Zihinlerdeki kuşkudan dolayı enflasyonu kabaca %22 oranında alırsak, işçilerin beklediği yeni ücret 1.980 TL olacak. Bu gerçekleşirse işverenler her bir asgari ücretli çalışanı için cebinden yaklaşık 3.033 TL çıkartacak. Hali hazırda fiyatların artmasıyla birlikte gelirlerinde nispeten düşüş olan patronların giderleri daha da artacak ve bunu mal ve hizmet fiyatlarına yansıtacaklar. Bu durum ise enflasyonu artı yönde etkileyecek. Olası enflasyon artışı yüksek faiz oranlarından dolayı yavaşlayan Türkiye ekonomisi için olumsuz bir etki yaratacak, sonrasında gelebilecek muhtemel bir faiz artışı ise işleri zora sokacaktır.
Peki Ne Yapmalı?
İşçiye enflasyon seviyesinden daha düşük oranda zam yapmak işçiyi mağdur edecektir.Bırakın ücret artışı* yapmayı, enflasyon oranında zam yapmak bile işverenleri zora sokacaktır. Peki ne yapmalı?
Hali hazırda sıkı para politikası izleyen Merkez Bankası ile beraber sıkı bir maliye politikasının uygulanması herkesin umduğu bir şey. Yani hepimiz, devletin tasarruf etmesini –harcamalarını kısmasını- bekliyoruz. Bununla beraber, harcamaları azalacak olan devlet, Brüt Asgari Ücret ile Net Asgari Ücret arasında aldığı farktan feragat ederek, hem işçiyi mağdur etmeden, hem de işvereni zora sokmadan bu iş için orta nokta bulabilir. Böylece işverenlerin giderleri artmamış olur. Bunun sonucunda, artıştan dolayı meydana gelecek enflasyon artışının önü bir miktar kesilebilir. Aksi halde oluşacak enflasyonla birlikte gelecek olan muhtemel faiz arttırımından kaynaklanacak ekonomik yavaşlamaya engel olacaktır. Ve en nihayetinde düşmüş olan Toplam Talebi biraz arttırarak,fiyatları aşağı çekebilecektir. Umarım kimseyi mağdur etmeyecek bir sonuç ortaya çıkar.
*Ücret artışı: Enflasyondan arındırılmış artış.
*Vergi kesintileri: İşçi SGK Payı(%14). İşçi İşsizlik Sigortası(%1), Gelir Vergisi(%15), Damga Vergisi(%7), AGİ
Konuk Yazar: Şuayip Teymur