Dr. Sertaç Doğanay’ın kişisel websitesinde gezinirken karşılaştığım ve çok ilgimi çeken içeriğin sizin de ilginizi çekeceğini düşünerek paylaşmaya karar verdim.
Google’ın “I’m not a robot” testlerini yıllarca hiç dikkat etmeden atladık. Peki Google bize neden bu soruyu sürekli soruyordu? Neden “I’m Not a Robot” testlerini çözüyoruz? Bunun birkaç nedeni var.
Birinci nedeni; Google, bot* ile insanı ayırt etmek için reCAPTCHA isimli bir teyit sistemi var. Bu sistem 2009 yılından beri internet sitelerindeki spam içeriklerin korunması için uyguladığı bir yöntem. Fakat reCAPTCHA’nın pek bilinmeyen bir kullanım amacı daha var.
Google 2002 yılında bütün kitapları dijitalleştirmek için bir adım attı. 2002-2011 yılları arasında 25 milyondan fazla kitap tarandı ve arşivlendi. Daha sonra, İmaj formatındaki milyarlarca kitap sayfasından metin kısmını ayrıştırabilecek özel yazılımlar kullanıldı. Fakat, yazılımlar her kelimeyi algılayamıyordu.
Ve Google, reCAPTCHA’yı kullanarak sorun yaşadıkları kelimeleri insanlara yazdırmaya karar verdiler. Günde 100 milyon insan Recaptcha testlerini çözerek milyarlarca kelimeyi dijitalleşen kitaplarda kullanılmak üzere armağan ettiler.
2015 yılına gelindiğinde halkın da yardımıyla Google projeyi hizmete sundu fakat telif sorunları nedeniyle içeriğinde kısıtlamaya gitti. Proje bitti fakat reCAPTCHA bitmedi. Google bu sefer de “I’m not robot” ifadesinin yanında yer alan ufak bir kutucuğa tıklamamızı istedi. Burada, Google’ın amacı bizim ifadeyi anlayıp anlamadığımızı belirlemek değildi aslında. Biz fareyi kutucuğa hareket ettirdiğimiz o ilk birkaç milisaniye içinde toplanan verilerden (evet fare hareketlerimiz de Google tarafından kaydediliyor) yola çıkarak farenin bir insan eli mi yoksa otomatik bir algoritma tarafından mı hareket ettirildiğini anlamaktı..
Tabii bu sistem diğerine oranla daha kolay olduğu için robotlar tarafından çözülmesi çok zor olmadı 🙂
Günümüzde ise Google, insan-bot ayrımı yapabilmek için bizlere fotoğraflardaki değişik nesneleri tanımlamamızı ve sınıflandırmamızı istiyor. Bunun da arkasında tıpkı kelimeleri yazmamız gibi bir amaç var. Bu sefer de Google’ın yapay zekasını değişik nesneleri tanıma ve fotoğraf analizi yapmak için eğitmiş oluyoruz.
Google bu işi bazen matematik soruları çözdürerek de analiz etmeye başladı.
Şüphesiz, Google bir arama motorundan fazlası.
Google, bir kullanıcı olarak bizim aramalarımız üzerinden ne düşündüğümüzü tespit edip bunu pazarlama ve reklam faaliyetlerinde kullanılmak üzere şirketlere satıyor. Geçtiğimiz yıl, Google’ın sadece reklam gelirlerinden elde ettiği miktar 113 Milyar dolar.
Fakat daha önemlisi, Google bizim internetteki davranışlarımız üzerinden nasıl düşündüğümüzü (bir nevi beynimizin çalışma biçimini) anlamaya çalışarak bunu yapay zeka sistemlerini geliştirmek için kullanıyor. Belki, yakın gelecekte Google’ın geliştirdiği yapay zeka sistemlerinin satışından/kiralanmasından elde ettiği gelir reklam gelirlerinden çok daha yüksek olacak.
bot*= Bilişim dünyasındaki robot demektir.
Yazınız ilgimi çekti, direkt girip okudum. Kısa, öz ve verimli bir yazı olmuş. Teşekkürler.
Geri bildirim: Benim İçin 2020 Nasıldı? 2021 Hedeflerim Neler? | Sinanhan