İngiltere, 2030 yılına kadar yeni benzinli ve dizel otomobillerin satışını yasaklamaya hazırlanıyor.
İlk bakışta elektrikli otomobiller, dumanları kasabaları ve şehirleri hava kirliliğiyle boğan benzinli ve dizel araçlara mükemmel bir panzehir gibi görünebilir. Ancak yine de çevre üzerinde zararlı etkileri olabilir.
Sera gazı emisyonları söz konusu olduğunda, elektrikli arabalar ancak onları üretmek ve pillerini şarj etmek için kullanılan enerji kadar çevre dostudur. Ancak, Uluslararası Temiz Taşımacılık Konseyi tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırma, elektrikli araçların kullanım ömürleri boyunca (üretim dahil) benzinli muadillerine göre daha az sera gazı emisyonundan sorumlu olduğu sonucuna varmıştır. Ancak bu fark, bazı yerlerde diğerlerinden çok daha fazlaydı.
Avrupa’da elektrikli bir araba , benzinli bir arabadan kilometre başına yüzde 69’a kadar daha az CO2 üretir. Ancak Hindistan’da bu rakam yüzde 34’tür. Eşitsizlik, her bir ülkede elektriğin nasıl elde edildiğine bağlıdır.
Elektrikli bir arabayı şarj etmek için dünyadaki en düşük karbonlu yerlerden biri, elektriğin yalnızca yüzde 9’unun yanan fosil yakıtlardan geldiği Fransa’dır. Ancak birçok ülke hala elektriğinin çoğunu kömür, petrol ve gazdan üretiyor, bu nedenle Çin veya Hindistan’da elektrikli bir arabaya takmak dolaylı olarak çok sayıda sera gazı üretebilir.
Elektrikli araçların lityum iyon pilleri, geleneksel kurşun asitli araç akülerinden önemli ölçüde daha az zehirli olmalarına rağmen, dikkatsizce atılırsa çevreye zarar verebilir. Kurşun-asit pillerin aksine, lityum iyon pillerin geri dönüşümü zordur ve yanlış sökülürse patlama olasılığı vardır. Şu anda, yalnızca yüzde 5’i geri dönüştürülmektedir.
Tesla gibi birçok otomobil üreticisi geri dönüşüm programlarını hızlandırıyor, ancak bugün yollardaki elektrikli araçlar ömrünün sonuna ulaştıkça hızla artan taleple başa çıkıp çıkamayacaklarını göreceğiz.