1989 yılında imzalanan Basel Konvansiyonuna göre, ömrü biten teknoloji ürünlerinin uluslararası nakliyesi yasaklanmıştı. Ancak teknolojik aletlerin yerinde işlenmesi ve geri dönüştürülmesi oldukça maliyetli ve uzun süreli bir iş. Bu da elektronik çöplük pazarının oluşmasına neden oldu. El Mundo verilerine göre elektronik çöplük pazarı, uyuşturucu pazarıyla bile yarışabilecek seviyede.
Kullanılmış elektronik eşya nakliyesinin yasaklanmasının birincil nedeni, bu aletlerin içinde bulunan yüksek miktarda kurşun, civa ve kadmiyumdu.
Anlaşmayı kabul etmeyen tek ülke ABD idi. Plana göre bütün ülkeler elektronik aletlerini kendi imkanlarıyla ve ”yeşil” teknolojilerle işleyecek ve geri dönüştürecekti. Ancak söylenen kadar kolay olmadı. Bunun için gereken yatırımlar kısa sürede kar ettirmeyecekti, dolayısıyla yatırımcı da bulunamadı. Aynı dönemlerde Çin pazar ekonomisine geçiş yapıyordu. Ülkeden dolu ayrılan yük konteynerları boş dönüyordu ve onları dolu bir şekilde döndürmek çok mantıklıydı.
Uzmanlara göre, Almanya’dan her hafta 100 konteyner elektronik atık gönderiliyor. Kutucuklar içerisinde saklanıyorlar ve gemilerle gönderiliyorlar.
Hong Kong limanından bir görüntü
Bu limana her gün e-atık taşıyan konteyner ulaşıyor. En iyi ihtimalde bile, burada boşaltılan toplam 63 bin konteyner içerisinden bunların izini sürmek pratikte mümkün değil. Kaldı ki tespit edildiği durumlarda bile çok az rüşvetlerle geçiştiriliyor. Böylelikle tüm dünyadaki elektronik atığın %56’sı tek bir yerde toplanmış oluyor. Çin’in Guangzhou eyaletindeki Guiyu sanayi bölgesinde. Cep telefonu ve bilgisayarların kaba geri dönüşüm işlemleri bu işin patronlarına yıllık yaklaşık 3 milyar dolar kazandırıyor.
Elektronik atıklarımız nerede ölüyor?
ABD’de ortalama biri bilgisayarının geri dönüşümü için yaklaşık 20-25 dolar öder. Bu fiyat alış fiyatına dahil edilir. Birçok üreticinin ayrıca geri dönüşüm programı da bulunur. Ancak bunların çoğu aracı/taşeron kullanır ve onlar da genellikle daha karlı olanda karar kılar. Örneğin ABD’de elektronik aletlerinin geri dönüşümü için kurulmuş sadece 3 adet fabrika var, ancak daha 2008 yılında yapılan araştırma sırasında 43’ten fazla firma bilgisayar monitörlerini ”karaborsaya” satarken yakalandı. Kullanılmış elektronik aletlerinin izini sonuna kadar sürebilme konusu ise henüz sadece pilot proje aşamasında.
Yaşanan trajedinin özeti niteliğinde bir video
https://www.youtube.com/watch?v=fGb6KXO5-sE
Her şey çöplükte başlıyor
Burada iç kısımlar gövdeden ayrılıyor. Metal ve plastik direkt olarak geri dönüşüme kazandırılıyor.
Geri kalan şehre ve köylere
Bunun için tüm nakliye yöntemleri kullanılıyor. Büyük tırlardan şahsi motorsikletlere kadar. Köylere ulaştırılan e-atık bir kez daha ayrıştırılıyor.
Daha sonra farklı atölyelere dağıtılıyor
Mesela burada eski monitörler ayrıştırılıyor. Her birinde 3-4 kg kurşun var.
Köylerin içinde ayrıştırma daha da detaylanıyor
Bu fotoğrafta en pahalı olan şeylerden biri olay PCB (baskılı devre kartı) ayrıştırmasını görüyorsunuz.
Kaba detaylar pense ve makas gibi aletlerle sökülüyorlar
Bunlarla sökülemeyen pahalı detaylar için ise yakma yöntemini kullanıyorlar. Plastik kısımlar yanıyor, gereken kısımlar kalıyor. Sonra tekrar pense devreye giriyor ve küçük detaylar türlerine göre kutulara ayrılıyor.
Bu işlem açık havada da yapılıyor
Aynı işlem kablolarla da yapılıyor ve içlerinden bakır çıkarılıyor
Bu arada, bu fotoğraf aslında Gana’da çekildi. Dünyanın en büyük ikinci elektronik çöplüğü burada bulunuyor ve burada da çok sayıda Çinli çalışıyor. Daha sonra toplanan bütün renkli metaller ”laboratuvarlara” gönderiliyor ve burada asit yardımıyla ”temizleniyorlar”.
Altın madeni cep telefonları
Yaklaşık 5000 cep telefonundan 1 kg saf altın veya 10 kg gümüş elde edilebiliyor. Bunun fiyatı da yaklaşık 40-43 bin$ ediyor.
1 telefondan 8$, bilgisayara kıyasla az bir miktar gibi görünüyor, ancak kesinlikle ”uğraşmaya” değer, çünkü insanlar yılda yaklaşık 160 milyon cep telefonunu çöpe atıyor.
Plastiği saymıyoruz bile
Çünkü Apple, Dell, HP vb. dünya devleriyle çalışan Foxconn plastiği büyük ölçüde bu çöplüklerden elde ediyor.
Büyük fıçılarda veya silolarda asitle yıkanan maddeler çıkarıldıktan sonra ise atık asit çevredeki kanallara dökülüp doğaya karışıyor.
Kartuşların hazin sonu da şöyle
Canon, Epson, Xerox gibi markaların kartuşları çekiçlerle parçalanıyor ve kalan toner elle boşaltılıyor. Toner için özel makineler olduğunu ise birçok işçi bilmiyor bile. İşin ilginç yanı, Canon’un Çinde devasa bir geri dönüşüm tesisi var, ancak nakliye ve süre gibi etkenlerden dolayı aracılar çoğu ürünü oraya ulaştırmak yerine bu çöplüklerde değerlendiriyor. Sonuç olarak: yakma işleminden sonra artan ve gereksiz olan her şey nehirlere ve şehir kanallarına atılıyor. Daha sonra aynı su şehre veriliyor.
Nehirler çöpten adalar haline gelmiş durumda
Ancak bu şartlar altında bile, açlıktan ölmemek için bu nehirde balık tutuluyor ve yeniyor.
İçme suyunu ise tankerlerle 60-100 km uzaklıktaki yerlerden getiriyorlar. Tek teselli, çöplükten biraz uzaktan geliyor olması. Nüfusun sadece ufak bir kesimi dağlardaki doğal kaynaklardan su getirebiliyor.
Bu şekilde yılda yaklaşık 3 milyar dolar ”aklanıyor”. Değişik verilere göre Guiyu’da 150.000 ile 300.000 arasın insan çalışıyor. Yine bir kıyaslama yapmak gerekirse, Çin’in kömür ihtiyacının %70’ini karşılayan devlet şirketinde 210.000 kişi çalışıyor.
Bazıları 6 gün ve 12 saatlik mesailerle günde 3$ kazanıyor.
Kimi insanlar 50 yaşında hiç izin kullanmadan ayda 650$ kazanmak için 16 saat çalışıyor
Bu şekilde çocuklarının yüksek öğretim giderlerini karşılayabiliyorlar.
Bir kadın eline taş alıp bilgisayar ekranı parçalıyor, yanında çocuğu kabloları ayrıştırıyor. Çünkü en iyi şekilde değerlendirilmesi gerekiyor ki içinden az da olsa para edecek şeyler çıkarılabilsin.
Yakma işleminin yapıldığı kaptan çıkan renkli duman hayatlarını kısa sürede karartabilir, ancak onların artık kaybedecek bir şeyi yok.
düzenli olarak ziyaret ettiğim sitelerden biri ve yine faydalı bir makale olmuş sağ olun
Detaylı bir makale olmuş. Baştan sona okudum ve karşılaşmış olduğum için de mutluyum. Teşekkür ederim.